“Anamın duâları üzerimde olmasa,Yıkılır sırtımı verdiğim duvar,Kopar, elime gelir tutunduğum dal,Kapımı çalmaz bahar.”

Annem annem güzel annem

Anneler güzeldir… Hiç çirkin anne görmedim.

Anneler güzeldir… Çünkü annelik güzeldir. Bir küçük çekirdek, bir koca ağacı nasıl taşırsa içinde, anne de yavruları taşır içinde. Ve günü geldiğinde bir değil, bin doğurur analar…

Yalnızca anneler düşünür geleceği. Çünkü geleceği çocuklarıyla analar doğurur, analar oluşturur. Hani bir imamın yakasına yapışmış bir gün bir ana, “Niye kadınlardan imam olmuyor?” diye sormuş ya… Hoca Efendi mahcup bir eda ile, “İmamları onlar yetiştiriyor da onun için” demiş. Kadın bin pişman, bin mahcup… Böyledir hep. Dünden bu güne her toplumda, hocalık eder analar… Dünyayı yönetir analar.

O mübarek eller, dünyaya yön verir, o küçük beşiği sallayan eller. Duâya duran o temiz eller… Evrimciler cevap vermeliler; ve nasıl işliyorsa evrim, annelerin neden hâlâ iki elleri var? diye oturup düşünmeliler.

Bir mû’cize arayan gözler, yorulmasın boşuna; bir anne ile çocuğuna baksın yeter. Anne durmuş çocuğuna bakıyor, çocuk durmuş annesine bakıyor. Birbirlerinin düşüncelerini okuyorlar… Kim bilir birbirlerine bakıp da ne hayallere dalıyorlar. Annenin rüyası çocuklarda sürer… Hiç yaşlanmaz analar; evlâtlar onları hayata öyle bir zincirler ki, ne mal, ne mülk, ne de bir dünya zevki değildir bu. Bambaşka bir bağlanıştır. Ana gibi anaca bir şahlanıştır.

Hormonlarla, tıpla açıklanamaz analık. Reçeteler de yok, raflarda ilâcı da yok. Anlatacak kitap da yok. Analık bir başkadır.

Bilmediği bir kaderi, yavrusuyla baş başa yaşamaktır analık.

Ufak tefek, narin bir bedeni vardır çoğu annenin ama sakın ölçmeye kalkmayın, bir değil birçok kişinin, kederinin ve neşesinin yer bulup sığınabileceği kocaman bir yüreği vardır anaların.

Mırıl mırıldır dilleri, hiç bitmeyen duâları vardır anaların. Duâ kitaplarında olmayan, hiçbir yerde bulunmayan, tam da kalbinin ta içinden gözyaşıyla beraber dökülen yağmur gibi, inen rahmet gibi, dillenen duâları vardır annelerin. Islanır çorak topraklar gibi rahmete susayan gönüllerimiz ve bir kış günü hâlâ üşümüyorsa içimiz, anamızın duâlarıdır peşimizden gelen… Geri çevrilmeyen, Rabbimizin yüce katından boş dönmeyen duâlarıdır annelerin biliriz.

 

“Sen geçen bir ömrü ararsın, ben ise geçen bir günü” derdi bir ana. Ana gibi bir ana. Başka nerede aşk bu kadar saf, bu kadar durudur. Analık yolu, yolların en zorudur. Çıkarın bir hele, yok farz edin bir hele annenizi hayatınızdan; geriye ne kalır, koca bir çöl kalır, ıssızlık kalır.

Sadece sütü, maması değil, annelerimizin ninnisi ve duâsı büyütür bizi. Bir anneden bir çocuğa neler geçer, neler taşınır, biyolojinin konusu.

Bir ömür neden silinmez, neden üzerimizdeki anne kokusu?

Neden bebekler o kadar güzel kokar, neden?

Neden bir annenin göğünde gök kuşağının her rengi bulunur, neden?..

Ah annem, ah anneler, bu bilmeceyi çözmeye ömrünüz yetmez deyin, deyin de kurtarın bizi anneler…

Ah güzel kalpli anneler, ah duâlı diller. Önce kalbinizin çağlayan sevgilerinde hiç kimsenin bilmediği, söylemediği derin bilgileri orada öğrendik…

Sonra okullara gittik. Oralarda senden öğrendiğimizin binde birini öğrenemedik. Ne kutsal bir okulsunuz siz analar. Yaşlandıkça daha iyi anlıyoruz. Ana okulu, okulların anasıymış meğer. Ne kadar da cahilmişiz. Her şeyi bildiğimizi zannettiğimiz günde bile, sana muhtacız anne. Haydi bir daha salla beni anne. Bir daha salla o güzel ninnilerle, ilâhilerle. Ruhuma nakış nakış işle, bir daha işle Allah aşkını, peygamber sevgisini. Bir daha, bir daha, dolu dolu duâlar gönder Allah’a. Ne olur küçüldüm ufaldım yine. Sen neysen biz oyuz anne…

Boşuna söylememiş, boşuna dememiş Hz. Ömer; “İnsanlar, babalarından çok annelerine benzerler” diye…

Biliyorum artık kulağıma eğilip fısıldadığın o sözlerin, aramızda bir sırdı sanki, diyeyim izin ver de duysun birileri.

Anne, ne tatlı bir kelime. Şimdi daha iyi anlıyorum anneciğim, Allah’ın anneleri niye yarattığını. Cenneti dünyada da yaşayabilelim diye, değil mi anneciğim?

Allah, ne kadar büyük, ne kadar rahmetli ve şefkatli anneciğim. Rahmetinin bir damlasını, bir tecellisini sizlerde gösteriyor.

Sonsuz rahmet denizinden bir damladır sizdeki. Senden büyük, senden bilgili ve şefkatli, senden daha güvenli bir öğretmen görmedim. Senden daha yüksek okullarda okumadım.

Mutluluğun tohumlarını vakti vaktine öylesine serptin ki hayatımıza, kalbimiz en yararlı bilgilerle, sönmeyen sevgilerle yeşerdi. Kelimeler bulamıyorum anlatmaya, sözcükler yetersiz kalıyor anneciğim bu derunî beraberliği açıklamaya. Sabrın çeliktendi, kayaları eriten cinstendi. Bağırsanız da, yürek incitmeyen sözleri, umursamaz görünseniz de en halis ve yürek acıtmayan sevgileri sizde tattık.

Ey güzel anneler, yüreğiniz, okulumuz oldu. İlk dersimizi aldığımız dershanemiz oldu. Bakın ne diyor Bediüzzaman Said Nursî: “…insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle, ben kendi şahsımda kat’î ve daima hissettiğim bu mânâyı beyan ediyorum:

Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.”

 

“Anne,” çocukların dudaklarında ve kalplerinde, Allah’ın yarattığı belki de en güzel bir isimdir. Bir anne mesafe tanımaksızın bilir, Allah’ın ilhamıyla çocuğunun neye ihtiyaç duyduğunu ve ard arda sıraladığı duâlarını:

“Güneş gibi parlayan günlerin olsun evlâdım. Allah, her daim seninle olsun. Allah, imanla göçmeyi nasip etsin. Allah, her şeyin hayırlısını nasip etsin.”

Ve inanın o duâlar, geri dönmeyen duâlar olur, hedefini bir ok gibi bulur. Anaların duâları gökler katından geri dönmez. Bir evlâda annenin en güzel armağanıdır, anaların duâlarıdır. Anne duâsı, anne sevgisi bizledir. Verdikçe çoğalır.

Anaya hakkını ödememek, analara teşekkür etmemek, Allah’a şükretmemektir. Ana hakkı, Allah hakkı demektir.

Mevlânâ;

“Annenin merhameti de Allah’tandır. Ona hizmette bulunmak da hem farzdır, hem de yerli yerinde bir iştir. Annen sana ‘geber’ dese, bil ki, kötü huyunun, kötülüğünün gebermesini ister” der.

Ah analar, duânız olmasaydı ne olurdu halimiz. Katlandığınız dertler, çektiğiniz acılar sizin belki de gıdanızdı. Kim bilir?.. Kim bilebilir, anneliğin nice yüce bir san’at olduğunu Allah’tan başka, kim bilebilir ki?

W. Pudolph; “Doktorlar, asla yürüyemeyeceğimi söyledi, ama annem, Allah’ın izniyle yürüyeceğimi söyledi. Ben de Allah’a ve anneme inandım” diyor. İşte en karanlık işlerde ve en karanlık eşiklerde güneş gibi aydınlatan ışık…

Victor Hugo, bir annenin, savaş sırasındaki fedakârlığını bir eserinde şöyle anlatır:

“Ekmeği ikiye böldü ve aç çocuklara verdi. Çavuş, ‘kendine hiç ayırmadı’ diye homurdandı. Bir asker, ‘çünkü aç değil’ dedi. Çavuş, ‘hayır, o bir anne’ diye karşılık verdi…”

Sevgili anneler, sizin destanınızı yazmaya kalemler ve kelimeler yetmez…

Adınız yeter her şeyi anlatmaya, Rabbimizin sonsuz rahmetini coşturmaya adınız yeter. Siz anneler iyi ki varsınız. Duâlarınız iyi ki var. Ey başucumuzdaki ışıklar, peşimizde hep koşuşturan aziz varlıklar, bizleri büyütüp kendi kanatlarımızla uçmamızı sağladığınız için binler teşekkürler.

Son sözü Yavuz Bülent Bakiler’in bir ana duâsı, bir ana hatırası olsun İnşaallah:

“Anamın duâları üzerimde olmasa

Yıkılır sırtımı verdiğim duvar

Kopar, elime gelir tutunduğum dal

Kapımı çalmaz bahar.”

Not: Tüm annelerin, en içten duygularla, o mübarek gününü kutlar, duâlarını bekleriz.

Selim GÜNDÜZALP   www.yeniasya.com.

34 Yanıt

  1. Dünya da kaç kişi elleri olan fakat onu kullanamayan, ayakları olan ama yürüyemeyen, isteklerini ağlamasıyla bildiren, konuşamayan, altına yapan, geceleri tatlı uykulardan uyandıran birine bakmak ister? Kim bu kadar aciz biriyle hiç usanmadan ilgilenmek ister ya da bunu kim yapabilir? Ne kadar zor iş dediğimiz tüm bu işleri karşılık beklemeden, severek yapan tek canlı annelerdir. Dünyanın en kutsal varlıklarıdır anneler. En duygusal, en vefalı, en çok değeri bilinen ve haklarının ödenmesi imkansız olan bizim meleklerimizdir.Gözlerimizi açtığımız ilk günde başlar onlara bağlılığımız. Daha hiçbir şeyin farkında değilken onların kucağında ağlamamız kesilir ve her ağlamamızda bilir ne derdimiz olduğunu. Bizim ağlamamız başkalarına kötü gelebilir ama onlara değildir; onlar bıkmadan usanmadan yetişir imdadımıza. En güzel elbiseleri giyindirir, en güzel yiyecekleri yedirir bizlere. Hep sevgiyle büyütür bizleri. Bizlerde mutluluk duyarız bunlarda ve hep hediye vermek isteriz onlara. Hatta bizim onlara ilk hediyemiz konuşmaya başladığımız gündür ve ilk öğrendiğimiz kelimenin “anne” olmasıdır. O an onun en mutlu anlarından biridir. Hediyemizi çok duygusal bulur ve sevinçlerinden ağlarlar. Aradan yıllar geçer ve ilkokul çağına geliriz okulun ilk günü her zaman ki gibi yanımızdadırlar. Ve yine bizi büyümüş olarak görmeleri ağlamalarına neden olur. Okula alışana kadar da onlar götürür bizi okula ama tabi bu süre kimimizde uzun sürer. Okuldan geldiğimizde ilk iş okulda neler yaptık onları anlatırız. Neler öğrendiğimizi anlatırız onlara. Bizi sıkılmadan ve ciddiyetle dinlerler sanki çok önemli bir şey anlatıyormuşuz gibi…Okul hayatımız bu şekilde sürer. Sınavlarımız iyi olursa sevinir kötü olursa üzülürler. Ama bunu belli etmezler kimi zaman. Teselli ederler bizleri üzülmememiz için. Onlar hayatımız boyunca sevincimizde de üzüntümüzde de ağlarlar. Ama bazıları vardır ki annelerini sokağa atarlar, onlar annelerine kötü sözler söylerler, onlar annelerinin değerini bilmezler. Buna rağmen yine bir şey demez, diyemez anneleri. Ne de olsa çocuğumdur diye düşünürler, kıyamazlar. Onlar bu durumlarına da yine ağlarlar ama sevinçlerinden değil vefasızlıktan… O yaşa getirdikleri çocuklarının bunları yapması üzer onları, bebeklik günlerini hatırlarlar onların ve ne kadar çok duygulanırlar. İşte bu duyguyu hiç yaşatmayalım onlara. Hakkını zaten ödeyemeyeceğimiz annelerimize değer verelim, üzmeyelim, ağladıkları zamanlar üzüldükleri değil sevindikleri zamanlar olsun ve onlara saygılı olalım. Çocukluk günlerimizi hatırlayalım ve Peygamberimizin sözünü de hiçbir zaman unutmayalım ki “Cennet annelerin ayakları altındadır”…SELAMLARIN VE DUALARIN EN GÜZELİYLE CAN AHMEDİM RABBİM RAZI OLSUN İNŞAALLAH HOŞÇA BAK ZATINA KAL SAĞLICAKLA ABLASININ GÜL YÜREKLİSİ…

  2. ONLAR ANALARIMIZANALARIMIZ BİZİM İKİ CİHAN İÇİN ÖLÜMSÜZ SEVDAMIZDIRANAMIN NEZDİNDE BÜTÜN ANALARA SAYGIYLA İTHAF EDERİM…,ŞEHİT ANALARININ VE BÜTÜN ANALARIN ELLERİNDEN ÖPÜYORUM…Kalbimizde taşıyoruz, Canımız;Sol yanımızNefesimiz, her anımızOnlar; Bizim analarımızOnlar;Ölümsüz sevdalarımızOnlarla;Bir yürekte yaşıyoruz…Kimisi hızmalı,Kimisi oyalı yazmalı.Başımız ağrısaUykuları bölünür.Hasretlerde;Sabahi makamındakiEzan seslerinde bulunur.Onların yokluğundaSineler yolunur,Söyleyin;Onlar için değil de;Kimin için ölünür?Anaların;Tamamı; solmayan zümrüt dalı.Onlar;Bulunmaz nimetOnlar;Erilişilmez servetOnlar;Manevi ufuklara nur olanİlahi bir kuvvet,Kutsal mekânlarda kudretAllah’tan kutsal emanet;Onlar…Onlar;Bizim göz ferimizAlın terimiz,Kalubela, kaderimiz.Onlar;Analarımız.Onlar can evimiz, canımızOnlarTertemiz, billur kaynaktan Yüreğimize sevgi akanımızYokluklarında;Bedenlerimizi; kavuran, yakanımız.Al bayrağımızda al kanımız;Onlar…Vatana evlat verenVatan için can gönderenKaranlık zamanlarıPürnur aydınlığa döndürenİfrit ateşini söndüren; Onlar.Letafet gülezar olup;Bize el veren, omuz verenGündüz güneş olanGece rüyalara nur olup girenOnlar.Analarımızdır;Bizlere kol, kanat geren…Kalbimizde taşıyoruz, Canımız;Sol yanımızNefesimiz, her anımızOnlar; Bizim analarımızOnlar;Ölümsüz sevdalarımızOnlarla;Bir yürekte yaşıyoruz…SELAM VE DUA İLE ABİ……

  3. senin gibi hayirli bir evlat yetistirdigi icin annenin ellerinden öpüyorum kardesim

  4. Ana başa tac imiş, Her derde ilac imiş, Bir evlat pir de olsa, Anaya muhtaç imiş” der eskimezler…ALLAH BUYURDU: “Rahmetim herşeyi kuşatsın.” Ve bardaktan boşanırcasına yağdı rahmet yeryüzüne. Ezelî ve sınırsız rahmetin bir parıltısı, dağları ve denizleri kuşattı. Babaların ve Annelerin yüreğine aktı, sinelerinden fışkırdı. Yavru kuşlar ve yavru balinalar beraberce beslendiler o pınardan. Okyanuslar ve karalar o rahmetin neş’esiyle şenlendi. Yumurtalar o neş’eyle çatladı, memeler o neş’eyle dolup dolup boşaldı. Baba penguen ve Anne ayı, o neş’eyle yemek yemeyi unuttu. Üç ay boyunca biri yumurtayı beklerken, diğeri yavrusunu emzirdi. Baba balık, ağzındaki yumurtaların başına birşey gelmesin diye 80 gün boyunca aç dolaştı. Hepsi de yalnız rahmetle beslendiler. DÜNYAYI anlamak istiyorsanız eğer, hayata bakın. Hayatı anlamak istiyorsanız, annelere ve babalara bakın. Çünkü bir canlı ekseriyetle ya anne olmak için doğar, ya da baba olmak için. Fakat bir yavruda bütün yavruları,bir babada bütün babaları , bir annede bütün anneleri görmek şartıyla.Yoksa tek bir annenin babanın yüreği, kâinatı kuşatan bir rahmeti size nasıl anlatsın? Peki, nereden gelir, nereden akar bu şefkat babanın ve annenin yüreğine? “Hiçbir şey yoktan var olmaz” diyenler, bütün canlılar dünyasını kuşatan bir şefkati açıklamak için, hiç yoktan bir “içgüdü” icad ettiler. Onlar böylece avuna dursunlar. Bacalarımızın üzerinde gagalarını takırdatarak babalarının ve annelerinin dönüşünü kutlayan leylek yavruları, o bacanın altındaki insanın gevezeliğine aldırmadan, kendi âlemini kuşatan bir rahmeti alkışlamaya devam ediyor. Çünkü Allah, “Rahmetim herşeyi kuşatsın” buyurdu. Ve bardaktan boşanırcasına yağdı rahmet yeryüzüne. Dağları ve denizleri kuşattı. Babaların ve Annelerin kalbinde şefkat, yavruların dilinde şükür çiçekleri açtı. Her zerresi rahmetle yoğrulan dünya, o şevkle kanat açtı ve uçtu. Işık saçan yıldızlara bedel, her zerresinden şükür çığlıkları saçtı fezaya. Ve o çığlıkların arasında, Kâinat Yolcusunun Arşta yankılanan sesini yıldızlar ve kehkeşanlar birlikte dinledi: Ey Rabbim, Her Şey Sana mahsustur. Ben dahi bütün onları tasavvurumla ve imanımla Sana takdim ediyorum.” "Hiç unutulmayan yüz Baba ve Anne yüzüdür" "Atana yaptıkların çıkmamalı aklından Onlara ne yapmışsan, onu um evladından"der eskimezler…BİR ANNE OLARAK: Selim GÜNDÜZALP ve SİZİ AİLENİZE AİLENİZİDE SİZE BAĞIŞLASIN…HER ZAMN HAYIRLISINI NASİP ETSİN RABBİİM .. AMİİİN….AEO.

  5. Ana için derler, sonu yok ızdırabın… Hep enindir anada sesi, telin, mızrabın… Faniler arasında en muazzez varlıktır ana. O, yeryüzünde dolaşırken gökteki bir baş ve cennet de ayaklarının altındadır. Pabucunun tozu gözlere sürme kadar aziz ve ayaklarına sürülen yüzler arş eşiğindeki başlar kadar yücedir……

  6. Canım Annem Muhammed AYDOĞMUŞ Dünyanın en şöhretli saray ve salonlarının en lüks yemeklerini hiçbir zaman annemin sıcacık çorbasına tercih etmem. En modern pastanelerin ürünleri, onun böreği ve çöreği kadar lezzetli değildir benim için. Çorbasındaki, çöreğindeki tadı ve lezzeti hiçbir yerde bulamam; onlarda anne kokusu vardır. Yeryüzünde anne gibi mukaddes ve değerli ikinci bir varlık yoktur. Onun için hiçbir zaman annemin; "ekmeğine kuru, ayranına duru" diyemem. Onun kokusu olan herşey çok güzeldir. Anne ağladığı zaman yürekten ağlar, gönülden ağlar, yüreği cayır cayır yanar, hep ızdırap yudumlar. Yavrusu için, bir ömür boyu gözleri çağlayan hâline gelir. Anne; oğlu okula gider ağlar, askere gider ağlar, hasta olur ağlar, kızı gelin gider ağlar, bir mektup gelir ağlar. Ağlamadığı bir an yoktur. Denizler gözyaşı olsaydı, dayanamaz tükenirdi. Canım annem! Senin gözyaşlarının hakkı nasıl ödenir, bilmem ki!? Gözleri görmeyen, doğuştan âmâ bir genç, duygularını şöyle dile getirir: "Duydum ki, dünya çok güzelmiş; gündüzü aydınlatan güneş, geceyi aydınlatan ay ve yıldızlar, masmavi denizler, gökyüzü ve dağlar, bahar geldiği zaman renk renk çiçekler, lâleler, güller, menekşeler, çayır ve çimenler, herşey çok güzel olur, seyrine doyum olmazmış. Güneş doğarken ve batarken dünyayı ayrı bir güzellik sararmış. Koyunlar, kuzular, cıvıl cıvıl öten kuşlar güzellik senfonisine ayrı bir renk katarmış. Ama ben anlatılan bu güzelliklerin hiç birini görmedim, hep kendi karanlık dünyamda yaşadım. Üzülmüyorum ve şikâyetçi de değilim. Ancak yüreğimi yakan tek şey; şu gözlerimle anneciğimi bir kere görseydim, onu seyredebilseydim. Başka şeyleri göremediğim için gam yemem, fakat illâ annem, illâ annem. Onu görmeyi, doya doya seyretmeyi çok isterdim. Beni dokuz ay karnında taşıyan annemi, dizlerine yatıp uyuduğum, şefkatli elleriyle saçlarımı okşayan, beşiğimi sallayıp ninniler söyleyen, benim için gülüp, benim için ağlayan, yavrum-kuzum diyen canım anneciğimi bir kere görebilseydim." Efendiler efendisi sevgili Peygamberimiz (sas), kızı Hz. Fatıma\’nın çeyizi serildiği zaman çok duygulanmış, müteessir olmuş, ağlamıştı. Bu durum, Hz. Fatıma\’yı da dilgir etmiş, o da ağlamış, "Canım babacığım! Bu mutlu günümüzde sevinmen gerekirken niçin ağlıyorsun?" diye sormuş. Yeryüzüne ışık saçan mahzun Peygamberimiz (sas) yaşlı gözlerle şu cevabı vermiş: "Anneciğini, Hatice\’yi hatırladım. Senin gelin olduğunu, serilen çeyizini görmeyi ne kadar arzu ederdi, bu gününü görmeyi çok istiyordu." Ana başa taç imiş, Her derde ilâç imiş, Bir evlât pîr olsa da, Anaya muhtaç imiş. Yüce Peygamberimiz (sas); "Cennet anaların ayakları altındadır." derken onun yüceliğini kudsiyetini en güzel şekilde dile getirmişlerdir. Annenin bastığı toprağı göze sürme diye çekmeden cennete girmek mümkün mü? Sahâbi sorar: "Ey Allah\’ın Peygamberi! Önce kime itaat edeyim?", Efendimiz üç kere: "Annene, annene, annene sonra babana" buyururlar. Duâlı veya bedduâlı kalktığı zaman, geriye boş inmeyen ellerden biri de anne ve babanın elidir. Bunun farkında olmak gerekir. Anne bedduası alıp da, hayatta iki yakası bir araya gelmeyen yığın yığın talihsizler vardır. Keşke farkına varıp kendilerini affettirebilselerdi. Hayatlarının sonunda, onlara huzur ve saadeti çok görmek, onları kırmak, üzmek, kanatlarının altına alıp şefkatle onlara bakmamak, incelerden ince nâzik gönüllerini kırmak ne büyük nankörlüktür. Canım annem! Hürmet ve saygı ile ellerinden öper, her an yanık kokulu dualarını beklerim. S.A. CAN BIRA BATMAN\’DAKİ ANNEMİN ANNELER GÜNÜNÜ HUTLUYORUM VE DUALARINI İSTİYORUM İLETİRSİN DİMİ…BANA SENİN GİBİ BİR ABİ YETİŞTİRDİĞİ İÇİN AYRICA TEŞEKKÜR EDERİM RABBİM ONDAN BİR DEĞİL KAİNATIN ZERRESİNCE RAZI OLSUN İNŞALLAH…DUA İLE KAL SELAMETLE…

  7. BİR ZAMANLAR !!!Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. Bir gün Allah’a sormuş; "Allahım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler. Fakat, ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?" "Tüm meleklerin arasında senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın." "Peki, insanlar bana birşey söylediklerinde, dillerini bilmeden, söylediklerini nasıl anlayacağım?"Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek."Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgi ile öğretecek." "Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?" "Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek." "Dünyada kötüler olduğunu da duydum. Beni onlardan kim koruyacak?" "Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak." "Fakat, ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm." "Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve ulaşmanın yolunu öğretecek." O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar; "Şimdi gitmek üzere isem, benim Meleğimin adı ne?" "Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, ANNE diye çağıracaksın." SELAM DUA VE KALBİ MUHABBETLERİMLE ABLASININ CAN KARDEŞCİĞİ HAYIRLI GECELER ADI AK YÜREĞİ PAK KARDEŞCİĞİM…

  8. \\\\\\\\ Anamın duâları üzerimde olmasa Yıkılır sırtımı verdiğim duvar Kopar, elime gelir tutunduğum dal Kapımı çalmaz bahar.\\\\\\\\\\Rivayet edildiğine göre birisi Resul-i Ekrem\’e gelerek "Ya Resulullah, ben çok kötü işler yapmışım, acaba benim tövbem kabul olur mu? demiş. Resul-i Ekrem "Acaba annen veya baban yaşıyor mu? diye sormuş; o da "Babam yaşıyor" demiş. Resul-i Ekrem "Git ve ona iyilik et" buyurmuş. Adam çıkıp gittikten sonra, Resul-i Ekrem yanındakilere dönerek şöyle buyurmuş: "Keşke annesi olsaydı da ona iyilik etseydi; tövbesi daha çabuk kabul olurdu." \\\\\\\\ Anneler güzeldir… Hiç çirkin anne görmedim. \\\\\\ ALLAH razı olsun selam ve dua ile…….

  9. "Şimdi daha iyi anlıyorum anneciğim, Allah’ın anneleri niye yarattığını. Cenneti dünyada da yaşayabilelim diye, değil mi anneciğim? "Çok güzel bir yazı yine..Selim Gündüzalp Abiden ve ortağım Ahmed Abiden Rabbim ebeden daimen razı olsun inşaallah,daha söyleyecek bir söz yok bende.. Anne(lik)ler bu kadar anlatılırdı galiba,şefkat kahramanlarının günü kutlu olsun..Onları anlatacak söz bitmez o kesin Rabbim bizleri layık evlat eylesin..Ve Fatih Sultan Mehmetler,Bediüzzamanlar ve niceleri yetiştiren anneleri örnek almayı nasip etsin,bu gün vesilesi ile belki geleceğin anneleri olan biz genç kızların iç dünyasına bakmaları gerekiyor sanırım.. Çünkü ilk mektep aile ve ilk muallim anne ise çocuğumuza verecek birşeyimiz olmalı..Vesselam!Selam,dua ve muhabbetle..

  10. mevlam razı olsun bu güzel paylaşım için bende bişeyler yazayım CANIM ANNEM ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN ALLAH\’A HAMD-U SENALAR OLSUN Kİ SENİN GİBİ GÜZEL HUYLU TEMİZ KALPLİ VE MÜSLÜMAN BİR ANNENİN ÇOCUĞU OLARAK DOĞMUŞUM SEN BU DÜNYANIN VE AHİRETİN EN GÜZEL NİMETLERİNE LAYIKLASIN TÜM ANNELERGİBİ ABİM ABLAM BEN SENİN GİBİ BİR ANNEDE YETİŞDİĞİMİZ İÇİN MEVLAMA ŞÜKREDİYORUZ RABB\’İM BİZLERE DAİM SABIR VERSİN CANIM ANNEM BİZE SEN YERİNE ÇOK ANNELERİN ELİNİ ÖPÜYORUZ KOKUNU DUYUYORUZ MEVLAM TÜM ANNERE SAĞLIKLI UZUN BİR ÖMÜR VERSİN ANNENİZİ İKİKERE ÖPÜN ANNESİZLERİN YERİNEDE TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU VE MUTLU OLSUN. tÜM ANNELERİN ELLERİNDEN ÖPERİM.

  11. Çok tesekkur Ederim……I desire you and your family happy sunday and weekcyber beijokas and kissesgod bless you

  12. tüm anneler gününü küklarım

  13. Anamın duâları üzerimde olmasa,Yıkılır sırtımı verdiğim duvar,Kopar, elime gelir tutunduğum dal,Kapımı çalmaz bahar.”ALLAH razı olsun kardeşim bu sözlerin üzerine söyleyecek söz bulamıyorum.Selam ve dua ile kardeşim.

  14. EĞER ANNE OLSAYDIMAnnelik bütün meslek ve sanatları bün-yesinde taşıyan dev bir özveri paletidir. Nasıl ki sanattaki güzellik sanatkârın kabiliyetini yansıtırsa, evlat da annenin yürek ve zihin zen-ginliğini yansıtan bir aynadır. Annelik, kadını vara-bileceği en ulu zirveye bir çırpıda taşıyan ömre karşı atılmış koca bir adım, ruhî olgunluğu, kemâ-lâtı kalbe kazandıran en şahâne armağandır. Anne olmak, kişiyi bambaşka bir boyuta taşıyan, müs-pete, derinliğe, iyiliğe ve güzelliğe dair büyük bir hamledir. Dünya hislerinin ve işlerinin içinde en özeli, ahiret azıklarının içinde en hacimli olanıdır annelikAnne, canını başka bir bedende hissedebilen, başka birinin nefesini kendi nefesine tercih ede-bilendirYine anne, Yaratanın en büyük mucize-lerinden birine ayne\’l yakin bir mertebede tanıklık edendirZira insanın akıl almaz yaratılışı, bizzat kendi bedeni üzerinde gerçekleşmekte, yüce \’ın Hâlik esması rahminde tecelli etmektedir. Anne taşır, anne fedakârdır, anne cefâkârdır ve çok kere evlattan daha vefâkârdır. Sabırlıdır 9 ay bekler, yükü tek başına yüklenir ve fakat nimeti başkalarıyla da paylaşır. Annelik, insanî dereceler içerisinde alınabilecek en ulvî payedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Kime iyilik yapayım?" diye üç defa soran bir sahabeye, üç defasında da, "Anne-ne" cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söyleyerek (1), anneliğin diğer hiçbir feragat ile mukayese kabul etmeyecek kadar müstesna bir özveri olduğuna işaret etmiştir.Anne kendi başına bir okuldur. Branşına göre her öğretmenin vereceği dersin özünü bünyesinde toplar ve çocuğuna verir. Bazen lisan öğretmenidir. İlk sözcüklerini çocuğuna talim ettiren, onun hecelemeleriyle heyecan ufuklarına sürüklenendir. Bazen, en sabırlı re-sim öğretmenidir anne. Çocuk büyük bir ihti-malle ilk resim denemelerini annenin sildiği du-varlara, annenin evladından zaman artırıp oku-duğu kitabına ve bilumum olmadık yerlerde yapacaktır. Bazen de musiki sanatını en güzel şekilde icra eden müzik öğretmenidir anne. Uyku duaları ve paha biçilmez lezzete sahip ninnileri evladı içindir. Anne bahçıvandır. Evladının gönlünü ve zihnini karış karış gezip, çıkan ayrık otlarını el-leriyle temizler. Çünkü çocuğunun yürek bah-çesinde oluşacak küçücük bir kirliliğe bile ta-hammülü yoktur. Bu içten bakım içindir ki yüce , bir çocuğun babasız doğmasına müsaade ettiyse de, hiçbir çocuğun annesiz dünyaya gel-mesini murat etmiş değildir. …

  15. ALLAH RESULÜ BİR GÜN SELMAN-I FARİSİYE-EY SELMAN GARİPLERİ ZİYARETE GİDELİMMİ-SELMAN-I FARİSİ : GARİPLER KİMLERDİR YA RESULALLAH DEMİŞALLAH RESULÜ :GARİPLER KABRİSTANDA YATANLARDIR DEMİŞ BUNUN ÜZERİNE GİTMİŞLER KABRİSTANA ALLAH RASULÜ ORDA BİR KABRE BAKARAK AĞLAMAYA BAŞLAMIŞ SELMANI FARİSİ DEMİŞ Kİ : NEDEN AĞLARSIN YA RESULALLAH DEMİŞ BUNUN ÜZERİNE ALLAH RESULÜ DEMİŞ Kİ :BURDA BİR GENÇ YATAR GENÇLİĞİNDE ANASINA İYİ DAVRANMADIĞI İÇİN ATEŞLER İÇERİSİNDE YATIYOR.YA SELMAN GİT MEDİNEYE HABER VER HERKES TOPLANSIN KABRİNİN BAŞINA .SELMAN-I FARİSİ MEDİNEYE HABER SALMIŞ HERKES TOPLANMIŞ KABRİNİN BAŞINA AMA ALLAH RESULÜNÜN AĞLADIĞI YANDIĞI KABRİN BAŞINA GELEN OLMAMIŞ DAHA SONRA ELİNDE BASTONUYLA YAŞLI BİR KADIN GELMİŞ.ALLAH RESULÜ EY ANA BU KABRİSTANDA YATAN YAVRUNMUDUR DEMİŞ . YAVRUMDUR YA RESULALLAH DEMİŞ-EY ANA YAVRUN ATEŞLER İÇERİSİNDE YANIYOR NE OLUR HAKKINI HELAL ET ONA DEMİŞ-ETMEM YA RESULALLAH BEN ONA YEMEDİM YEDİRDİM İÇMEDİM İÇİRDİM AMA O BANA ZULM ETTİ YA RESULALLAH BEN ONDAN RAZI DEĞİLİM DEMİŞBUNUN ÜZERİNE ALLAHIN RASULÜ KADININ GÖZLERİNE ELİNİ SÜRMÜŞ VE GÖZÜNDE Kİ PERDEYİ KALDIRMIŞ .KADIN BAK MIŞ Kİ YAVRUSU ATEŞLER İÇERİSİNDE BAĞIRIYOR :EY ANA HAKKINI HELAL ET BANAANA DAYANAMAMIŞ DAYANIR MI ,BU ANA TAŞ DEĞİL DAYANSIN-HAKKIM HELAL OLSUN YAVRUM HAKKIM HELAL OLSUN YAVRUM DEMİŞ VE GENCİN MEZARI CENNET ÇUKURLARINDAN BİR KABRE DÖNÜŞMÜŞSİZ SİZ OLUN ANNENİZİN KALBİNİ KIRMAYIN ONA ZULM ETMEYİN ONLARA OF BİLE DEMEYİNhttp://www.nefis.info

  16. Eli öpülesi annelerimiz…Değerini bilmeyei nasip eylesin Yaradan…Yüreğine sağlık oğlum…

  17. Feliz Semana – Happy weekTe quero e te lembro sempreI Love you and remember alwaysJe t’aime ET rappeles-vous toujoursTi amo e ricordi sempreVe istiyorum için her zaman unutmayin

  18. EY GÖNÜL"Vardığın dergahta post ol büyürsünGördüğün garibe dost ol büyürsünMeclise devam et el sürme mey\’eGirdiğin sohbette mest ol büyürsün."Abdurrahim KARAKOÇHayırlı ve huzurlu günler.Selametle inş.

  19. GOOD NIGHT SWEET DREAMS AHMEDKISSESEstou sepultadaem minha saudade…No vazio…Ecos do cair dasminhas lágrimas!Elas apagam a únicavida desta prisão de mim mesma!A chama da vela queaquecia o meu corpoQue aqui jaz…Sem você! Rosane Oliveira

  20. selam ve dua ile kardeşimGood day AHMED How are you today.MAY ALLAH BLESS YOU

  21. maşallahh Allah yorumları arttırsın:) çok güzel yazmışş selim gündüzalp..“Anamın duâları üzerimde olmasa Yıkılır sırtımı verdiğim duvar Kopar, elime gelir tutunduğum dal Kapımı çalmaz bahar.” Rabbim eksikliklerini ve acılarını göstermesin…

  22. Allah\’ım, Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ve âline salat eyle ve kazâna gönül hoşluğuyla razı olmamı sağla; hükmünün gerçekleştiği hususlarda göğsümü aç; benden esirgediklerin için sana şükrümü, bana verdiklerin için olan şükrümden bol eyle. Yoksul biri için aşağılık, servet sahibi biri için de üstünlük düşünmekten beni koru. Çünkü gerçek şeref sahibi, sana itaat edişi sebebiyle şereflenen; gerçek izzet sahibi ise sana ibadet edişi sebebiyle izzet bulan kimsedir.

  23. KISSES AND GOOD NIGHT AND DAY AHMED Boa Semana com carinho I can’t find words to express how is big my Love.You are the light of light and the heart of love.Love You so much Friend Eu não posso encontrar palavraspara expressar como é grande meu amor.Você é a luz da luz e o coração do amorAmo você muito amigo(a) Good Week with affection

  24. Bir Aksam Üstü Yüreğin Daralırsa; Gözlerinden Tövbeler Taşarsa Avuçların Dualarla Dolarsa Bir Besmele Çek Gönülden Katran Karası Geceler Seni Boğarsa Vücudunu Soğuk Terler Basarsa; İcinde Ard Arda Toplar Patlarsa; Bir Besmele Çek Sessizce Sır Verecek Bir Dost Bulamazsan; Günahlarından Ayrılamazsan; Boğuk Boğuk Hep Ağlarsan; Bir Besmele Çek Yürekten Gönül Dostlarını Birgün Bulursan; O Yüce İlahiyata Kavuşursan; Şükr Dualarını Hep Okursan; Bir Besmele Çek Unutmadan Huzuru Neşeyi Islamda bulursun Başladığın Her İşte Onu Anarsan; Kalbini Tüm İnsanlara Açarsan; Bir Besmele Çek Her Seferinde Nefsinle şeytana Cihad Açarsan; Her Hayırlı işe Koşarsan; Muhammed Aşkıyla Tutuşup Yanarsan; Bir Besmele Çek Kalbten RABBİM SİZİ VE AİLENİZİ KORUSUN RAHMETİNİ ÜZERİNİZDEN EKSİK ETMESİN NURLU YOLUNDAN AYIRMASIN.AMİN.

  25. BASÎRETİdrak, zeka, ilim, tecrübe, kalp ile görme, doğru ve ölçülü bakış, uzağı görme, kavrayış, feraset. Başımızdaki göze basar, kalp gözüne de basîret denir. (Rağıb el-ısfahânî, el-Müfredat, 49). Buna göre basîret; kalp gözüyle görüş, işin iç yüzüne nüfuz etmek bir şeyin içini -dışını, önünü- sonunu, aslını ve hakikatini bilmektir. Bu nedenle basîret-i kalp, kalp uyanıklığı; basîretsiz,gafil, basîreti bağlanmak gaflette bulunmak anlamına gelir.Basîret ilâhî bir nur ve hakkın batıldan ayırt edilmesine yarayan bir bilgidir. Kalplerinde bu özellik bulunmayan kimseler hakkında ALLAH Teâlâ "Onların kalpleri vardır ama onunla gerçekleri anlayamazlar" (el-A\’raf, 7/179) buyurmuştur. Basîret Kur\’an-ı Kerîm\’de tekil şekliyle iki yerde geçer: a-"Ey Muhammed! De ki, benim yolum budur. Ben ve bana uyanlar basiretle insanları ALLAH\’a çağırırız." (Yusuf,12/108). Burada basiret açık delil, kesin bilgi manasında kullanılmıştır.b- "Özürlerini sayıp dökse de insanoğlu kendi kendine şahiddir." (el-Kıyamet, 75/14) ayetinde şahit manasına kullanılmıştır. Görme yani basar hem insanlarda hem hayvanlarda olduğu halde basiret duygusu sadece insana verilmiştir. Etraftaki eşyayı, uzaktaki bir cismi iyi ve mükemmel bir şekilde rahatça gören gözler olduğu gibi, bunu çok az görenler de vardır. Aynı şekilde eşyanın hakikatini tam anlamıyla idrak eden fevkalâde basiret olduğu gibi bu eşyanın gerçeklerini göremeyen kalp gözleri de vardır. İnsanın kötülük ve ahlâksızlıklara dalması onun basîretini bağlar. Fakat ALLAH\’a itaat, salih bir amel, mükemmel ve gerçek bir tevhidi akide, mümine üstün bir basiret verir. Hz. Peygamber (s.a.s.)\’in "Mümin\’in ferasetinden korun, zira o ALLAH\’ın nuru ile bakar" (Tirmizî, Tefsir Suretu\’l-Hicr, 6) buyurması mümindeki basiret ve kavrama kabiliyetinin üstünlüğünü gösterir. Basiret sahibi bir mümin başkalarından önce kendi kusur ve eksikliklerini görür. Resulullah şöyle buyurur:"ALLAH bir kulu hakkında iyilik murad ederse, ona, kendi kusurlarını görme kabiliyetini verir. " (Müslim, Kader, 4,5). "Ey basiret sahipleri ibret alınız. " (el-Haşr, 59/2) ayeti, insanın ilerisi için daha tedbirli davranıp ALLAH\’ın emirlerine ters düşmekten sakınmasını sağlamak maksadıyla yapılan bir hatırlatmadır. Bu da müminin basiretini gösterir.İman bir basirettir. Basireti açık olanlar ALLAH\’ın dinine ve hükümlerine talip olurlar.Basireti kapalı olanlar da ALLAH\’ın nizam ve hükümlerine sırt çevirirler.İktibasHayırlı cumalar.Selametle inş.

  26. Anne DuasıMusa Aleyhisselam bir gün: "Ya Rabbi, Cennet’te benim komşum kimolacak, bana bildir de gidip onunla görüşeyim" dediMusa Aleyhisselama söyle vahyedildiFalan beldeye git! Orada-çarşının başında bir kasap dükkanı var Odükkanın sahibi olan kasabı gör! O veli bir kulumdur Yalnız bilesin ki, onun çok önemli bir isi vardırÇağırırsan gelmez İşte o senin cennetteki komşundurMusa Aleyhisselam hemen bildirilen yere gitti Kasabı buldu ve ona:"Ben sana misafir geldim" dediKasap Musa Aleyhisselami tanımıyordu Ona "Hoş geldin!" deyip bir kenaraoturttuDükkandaki isi bitince de alıp evine ***ürdü Evinin bas kösesine oturtup çok ikramda bulunduMusa Aleyhisselam, ev sahibini dikkatle takip ediyorduEv sahibi kasabın ocakta çömlek içinde, et pişirdiğini gördü Et pisince çömlekteki eti küçükküçük parçalara ayırdıBunları bir tabağa koyup, bir kenara bıraktı Sonra bir et parçası daha çıkartıp, onu da misafiri Musa Aleyhisselam’a ikram ederek dedi ki:"Benim önemli bir isim var Sen beni bekleme, yemeğini ye"!Sonra da yanından ayrıldı Önemli bir isim var deyince, Musa Aleyhisselam, önemli isi nedir diye merak etti ve gizlice kasabı takip ettiKasap; Musa Aleyhisselam’ın yanından ayrıldıktan sonra, yandaki odaya geçtiDuvarda asılı duran büyük bir zembili indirdi Zembilde çok ihtiyar,mecalsiz bir kadın vardıKadına küçük küçük parçaladığı etleri yedirdi Karnini güzelce doyurduktan sonra, altındaki kirlenmiş bezleri aldı, yerine temizlerini koydu Sonra kirli bezleri yıkayıp astıktan sonra ellerini yıkayıp Musa Aleyhisselam’in yanına geldi, daha yemeğe baslamadığını gören kasap sordu: "Niçin yemeğe başlamadınız?"Musa Aleyhisselam: "Sen bana zembildeki sırrı söylemedikçe bir lokma bileyemem"dedi"Mademki merak ettin anlatayım: Ey misafir, bu zembildeki benim yaşlı annemdir Çok yaşlı olduğu için takatten düştü Evde bakacak başka kimsem de yokEvleneceğim, fakat hanımım annemi incitir, onu üzer diye evlenemiyorum İşe gittiğimde herhangi bir hayvanın kendisine zarar vermemesi için onu gördüğün gibi bir zembile koydum Her gün gelipiki öğün yemek yediriyorum Diğer hizmetlerini de görüp gönül rahatlığıyla isime gidiyorum"Bunun üzerine Musa Aleyhisselam dedi ki: "Ancak anlamadığım bir şey dahavar Sen annene yemek yedirip su içirdikten sonra,dudaklarını kıpırdatıp bir şeyler söyledi, sen de AMİN dedin Annen ne söyledi ki amin dedin?","Annem, her hizmet edişimde Allah seni Cennette Musa Aleyhisselam’a komşueylesin diye dua ederBen, hiç ihtimal vermediğim halde, bu güzel duaya amin derim Ben kimim ki,O büyük Peygamberle komşuluk edebileyim Onunla komşuluk edebilecek ne amelim var ki!?"O zamana kadar kim olduğunu saklayan Musa Aleyhisselam buyurdu ki : "EyAllah’ın sevgili kulu, ben Musa’yim Beni sana Allah-u Tealâ gönderdi Annenin rızasını kazandığın için Cennet-i Â’lâyi ve orada bana komşu olmayı kazandın"HAYIRLI CUMALAR ABİM, SELAMETLE….

  27. Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?Ben haramı helalı karıştırmam:Seninle içilen şarap helaldir,Sensiz içtiğimiz su bile haram.

  28. Vakt-i şerif, Cuma, ömür ve şahsiyetlerimiz,ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola, Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah,Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşolaŞefaat û nebi cümlemize nasib ola efendim..

  29. Te encontroSem planejar procuras, Basta pensar em vocêQue navego com a saudadeTe encontroSem que meus passos te sigamTe encontroNas noites turbulentas do coraçãoOnde sem querer sou refém da SaudadeComo fugir???Se a cada instante… Te encontro!!!I find youWithout planning searches.It is enough to think aboutThat I sail with the homesicknessI find youthat my steps they follow youI find youIn the Nights turbulent of the heartWhere without wanting I am hostage of the HomesicknessAs to run away???If each instant… I find you!!! HAPPY WEEKEND AND CYBER BEIJOKAS SWEET AHMED

  30. Hatırlayanımız var mı, sevgi neydi?Üzüm henüz yaratılmamışken insanları sarhoş eden omuydu acep?!.. O muydu canından ve cihandan geçiren sahip-kıranları?. Bin yıllar ve binlerce yıllar boyunca pervaneyi ateşe düşüren, bülbülü sevdalandıran o muydu? Neydi sevgi?!..Sevgi bir bakış, bir gülüş müydü bazan; bir akış bir koşuş muydu?. Sevgi gönül kumaşında bir nakış mıydı?!..Hatırlayan var mı sevgi neydi? Leylaların, Şirinlerin, Aslıların nâzı mıydı o; yoksa Mecnunların, Ferhatların, Keremlerin niyazı mı? Hangisinde belirmişti ilk kıvılcımı sevginin? Neydi sevgi?!.. Uykumuzu en son ne zaman terketmiştik sevgiyi düşünmek adına? En son sevgi şiirini hangi gecede okumuştuk?Sahi, neydi sevgi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi; toprağı amber niyetine koklamak mı? Sureti sîrete, arazı cevhere, bedeni ruha köle eylemek miydi sevgi? Sevgi bir iyilik miydi, şefkatli bir cümlecik mi? Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı? Var olmak mı, varlıktan geçmek mi? Dünyaya gülmeye mi gelmiştik; ağlamaya mı; ölüyor muyuz, yoksa doğuyor mu? Sevgi neydi?!..Unuttuk, aceb neydi sevgi? Bir yetimin başını okşarken di­mağımıza yerleşen tad mıydı o? Bir bebeğin süt kokulu tenindeki su çiçeği miydi? Sabah evden çıkarken özlemeye başladığımız bir ses miydi? Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi? Sevgi bir sigara dumanında, bir tren düdüğünde, bir dalganın en son hışırtısında ve bir turnanın kanadında mı kalmıştı? Sevgi Medine\’de, Semerkand\’da, sevgi Bağdat\’ta, Endülüs\’te, ta caddelerde, sokaklarda, evlerde, kapıların tokmaklarında çın­lar durur muydu eskiden? ………………………………..Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satırı mıydı; bir telefon­daki ilk ses mi? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defalarca okunan; yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan? Telefondaki bir ses insanın bir ömrünü doldursa mı sevgiydi gerçekten; yoksa yeni sesler duymaya hiç yetmeyecek ömürlerin arayışları mı?Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi; kâh hüzünle, kâh mutlulukla hatırlanan. Belki de sabırdı sevgi, affetmekti, gelecek günler adına. Sevgi sınanmaktı adl-i İlahîde ve sınavı geçmekti ercesine. Sevgi bir teybeydi, nasûh kisvesinde; bir dirilişti nefsi öldürerek. Sevgi bir iyi ad bırakmaktı fena yurdunda.Ömür geçer de ad kalır…Sevgi: İki hece.Sevgi, sevmek kelimesinden türetilen bütün öteki kelimelerin en güzeli.Derin uykulara dalmadan önce ilk soru:Sevgilerinizi en son ne zaman hatırlamıştınız ve sevgiyi hak edenleri en son ne zaman? Bir soru daha:Sevgileriniz yalan mıydı yoksa?!. .Ve son soru:Çorak vadilere yönelmişse sevgilerimiz, çevremizi kandırmıyorsa sulara, içimizden akan Nil olsa ne?!..

  31. CANIM ABİM .,RABBİM SENDEN RAZI OLSUN .ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK .YÜREĞİ GÜZEL ABİM. ANNEMM..ANNELERİMİZ BEN ONLARIN ELİNİ AYAĞINI ÖPERİM.NE GÜZEL PAYLAŞIMLARIN ABİM BENİM.BEN İNAN İYİKİ SENİ TANIMIŞIM ABİCİĞİM.RABBİME HEP DUALAR EDİYORUM.SENİN GİBİ BİR ABİM VAR ,İYİKİ VARSIN ABİMMM.A.E.OL. ADAM GİBİ ADAM DİYORLARYA İŞTE SEN OSUN ABİ..ADAM GİBİ ADAMA SAYGI DUYULUR..SAYGILARIMLA ABİCİĞİM..

  32. Yalnızlığı yürüyorum… Sonsuzluğun başlangıcında,Yani herşeyin sonundayım.Senden çok uzaklarda…EMEĞİNE SAĞLIK ARKADAŞIM..

  33. "Güneş gibi parlayan günlerin olsun evlâdım. Allah, her daim seninle olsun. Allah, imanla göçmeyi nasip etsin. Allah, her şeyin hayırlısını nasip etsin.” Anneler Annelerimiz onların duası ne güzeldir ne içten ne samimi sıcacıktır anne yüreği, yavrusunu hep ısıtır hep sarar sımsıkı aman yavruma bişey olmasın diye….Rabbim Onların dualarından mahrum etmesin bizleri yüreğine ellerine sağlık güzel kardeşim selam sevgi ve dualarımla inşallah

2563 için bir cevap yazın Cevabı iptal et